Dalyan adını hep duyardım ama gitmek bir türlü nasip olmamıştı. Bodrum’dan günübirlik bir yerlere kaçamak yapmak artık keyifli hale geldi, en azından farklı yerler görmüş oluyoruz deyip, hadi bu pazarda Dalyan’a gidelim dedik. Ne iyi etmişiz gidince anladık:)
Bodrum’dan tam 3 saatlik uzaklıkta olan bu küçük cennet köşesi, Muğla’ya bağlı, carettalarıyla, kaya mezarlarıyla,iztuzu plajıyla meşhur. Çocukla 3 saatlik yolu nasıl gidicez diye düşünmeden, nasıl olsa Akyaka’ya giderken 2 saat dayandı, buna da dayanır dedik, sabah saat 8 gibi yola çıktık. 2 defa mola verdik ve sonunda Dalyan’a geldik.
Daha girer girmez muhteşem yeşilliğiyle büyülendim. Ne yalan söliyim bu kadar uzun zaman nasıl gelmedim diye de kendime kızdım. Saat 11 buçuk gibi gelsekte, burda kahvaltı yaparız diye beklediğimiz için ilk işimiz kahvaltı yapacak bir yer bulmak oldu. Arabamızı merkezi bir yere park ettikten sonra teknelerin oraya doğru yürüdük ve rastgele bir yere girdik.Açıkçası kahvaltı için çok özel sözler sarfetmiycem çünkü her yerde bulabileceğiniz sıradan bir kahvaltıydı. Kahvaltı bittikten sonra artık tekneyle gezme, carettaları ve kaya mezarlarını görme ve iztuzu plajına gitme vakti geldi.
Sadece bize ait olan bir tekne kiraladık. Kaptan bizi İztuzu plajına götürüp orda istediğimiz kadar bizi bekleyeceğini söyledi ve bindik teknemize,açıldık:)
Biraz ilerde görünen Kaya Mezarları hemen dikkatimizi çekti bile.
Yakınında durduk ve hemen fotoğraflarını çektik. Kaya Mezarları inanışa göre tanrıya yakın olması gereken krallar ve önemli olan insanlar için yapılmış mezarlarmış. Hatta Türkiye’nin tanıtımlarında bile gösteriliyormuş, yani anlıycağınız baya meşhur:)
İztuzu Plajı’nın bir kısmı tatlı su bir kısmı tuzlu su. Tekneler tatlı su kısmında iskeleye yanaşıyor zaten carettalarda bu tatlı su kısmında yaşıyorlar. Bu plajda carettaların yumurtalarını bıraktığı sahil. Tamamen kumdan oluşan bu plajın boyu 4,5 km. Pazar günü olduğu için mi bu kadar kalabalık yoksa normalde de bu kadar kalabalık mı hiç bir fikrim yok ama bu kadar güzel bir plaj nadir bulunur. Çok dalgalı bir deniz olmasına rağmen yüzmeden burdan ayrılmak delilik olur dedik ve attık kendimizi denize. O kadar sıcak ve güzeldi ki yüzmeyen pişman olur:) Yüzdükten sonra bir de carettaları görünce nasıl mutlu olduk anlatamam:)
Carettalar kesinlikle eşsiz hayvanlar. Kendimize kahve alıcağımız sırada bir yabancı bayan, carettaları nasıl besleyebiliriz diye sordu. Carettaları kesinlikle beslemeyin, onları kendi doğal haline bırakmanız gerekiyor, sırf gelenler beslediği için evcilleşiyorlar ve saldırgan bir hale geliyorlarmış. Birkaç saat burda keyif yaptıktan sonra tekneyle arabamızı bıraktığımız yere döndük ve rotamızı Yuvarlakçay’a çevirdik.
Muğla’da bulunan Yuvarlakçay, Sandras Dağının kar sularından besleniyor. Soğuk suyuyla meşhur bu yerde bir sürü restorantlar var ve hepsinde de suyun üzerinde sallanabildiğin salıncaklar var:) Böyle keyifle sallanmak çok isterdim ama kalabalıkta malesef bu imkansız , her oturan bir resim çekilip 1 dakika dolmadan iniyor. Fotoğraf net çıkarsa yaşadın yoksa baştan sıraya giriyosun. Biz Yuvarlakçay’da Yeşil Vadi Restorant’a gittik. Yemekleri güzeldi. Tandır ve köfteden yana şansımızı kullandık. En keyifli tarafıda sedirlerde oturup çayımızı içtik.
Turumuzu burda tamamladık ve evimize geri dönmek için yola çıktık. 3 saat sonra eve geldiğimizde saat 10’du. Hepimiz yorgunluktan bayıldık tabi:) Ama Dalyan ve Yuvarlakçay, Türkiye’deki cennet köşelerinden iki tanesi. Muğla’ya gidenler mutlaka uğramalı diyerek bir yazının daha sonuna geldik. Umarım okuduça keyif almışsınızdır.
Yazının video halinide izleyebilirsiniz :))